Diş ve destek doku yaralanmaları toplumlarda özellikle çocuklarda çok sık görülen yaralanma türüdür. Nedenleri arasında;

  • Bisiklet ve trafik kazaları
  • Düşmeler (özellikle banyoda)
  • Kavgalar ve fiziksel şiddet
  • Spor kazaları
  • sayılabilir.

    En çok etkilenen diş “Üst 1 Numaralı (maxiller santral)” diştir.

    En çok görülen yaralanma tipi de

    • Süt dişlenme döneminde; lüksasyon (sallanma)
    • Daimi (kalıcı) dişlenme döneminde; pulpanın açılmadığı kron kırıklarıdır.

    • Bu konu ile ilgili 2 soru sorarak incelememize başlayalım.

    • Böyle bir yaralanma durumunda hasta kliniğe geldiğinde hekim ne yapmalı?
    • Yaralanma anında hasta ne yapmalı?

    Birinci sorumuza odaklanalım;

    Hasta kliniğe geldiğinde hekimin ilk yapması gereken “anamnez almak” olmalı. Hasta kaç yaşında, yaralanma ne zaman oldu üstünden kaç dakika geçti, yaralanmanın olduğu yerin durumu (toprak, beton, metal yüzey = tetenoz vs riski açısından), hastamızın sürekli ağrısı kanaması olup olmadığı vs. sorgulanmalıdır.

    Daha sonra zaman kaybetmeden muayeneye geçilmelidir. Öncelikle ağız dışı yaralanmalar incelenmeli, çene ve yüz kemiklerinde kırık, dudaklar, yanaklar ve ağız mukozasında yırtık, kesik vs olup olmadığı kontrol edilmelidir. Sonra dişler kontrol edilmelidir. Dişlerde sallanma, kırık olup olmadığına kırık varsa sinir dokusunun açılıp açılmadığına bakılmalıdır. Dişlerin rengi ve karşıt dişlerle kapanış ilişkileri kontrol edilmelidir. Pulpa testleri ile dişlerin canlılığı kontrol edilmedilir. Radyolojik muayene yapılmalı kök kırığı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Daha sonra teşhis konulup tedaviye geçilmelidir.

    Bazı vakalar çok basit aşındırmalar ya da kompozit dolgu restorasyonları ile tedavi edilebilirken komplike vakalarda farklı prosedürler (kanal tedavileri, ileri cerrahiler, splintler vs.) devreye giriyor. Burada da aklımıza 2. Soru geliyor.

    İkinci ve dikkatli bir şekilde üzerinde durulması gereken konu yaralanma olduğunda hasta veya hasta yakını neler yapmalıdır. Böyle yaralanmaların sıklıkla çocuklarda görüldüğünü söylemiştik. Bu durumda iş anne babalara düşüyor. Öncelikle yumuşak dokular kontrol edilmelidir. Kanama varsa durdurulmalıdır. Yaralanmanın saati hastanın hekime geliş süresini belirlemek için çok önemlidir. Dikkat edilmeli ve hekime doğru bilgi verilmelidir.

    Dişlerde kırık var ise kırık parçanın elimizde olması ve boyutu tedaviyi kolaylaştırmakta ve başarı şansını arttırmaktadır. Bu nedenle bulunabiliyorsa kırık parça bulunmalı ve hekime götürülmelidir. Dişin soketinden çıktığı yaralanmalarda diş bulunabiliyorsa köküne dokunmadan “Soğuk Sütün” içine konulmalı, 1 saat dolmadan hekime getirilmelidir.

    İdeal şartlarda yaralanma tedavileri çok başarılı sonuçlar vermektedir. Doğru bilgilendirme ve steril tedaviler ile hem büyük zaman kayıplarından hem de büyük masraflardan kaçınmak mümkündür.